- idareli
- مقتصد
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
idareli — sf. 1) İdare etmesini bilen, iyi yöneten 2) Tutumlu İdareli bir kadın. 3) zf. Tutumlu biçimde, ekonomik olarak Sattıkları küpenin parasını çok idareli kullanıyorlardı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
artırım — is. 1) Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf 2) Müzayedede artırma … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevrimli — sf., hlk. İşi iyi yöneten, becerikli, idareli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kullanmak — i 1) Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu? H. C. Yalçın 2) Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutum — is. 1) Tutulan yol, davranış Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz. T. Buğra 2) Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutumlu — sf. Aşırı harcamalardan kaçınan, idareli, muktesit Ayşe hesabını kitabını bilir, tutumlu bir ev kadınıydı. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasarruf etmek — 1) bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak 2) bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak 3) para biriktirmek Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
EKONOMİ — yun. İktisad. Tutum. Geliri gideri hesaplıyarak lüzumsuz masrafı bırakıp artırmağa çalışmak. Ölçülü ve idâreli harcamak. İnsanların sınırsız olan ihtiyaçlarıyla bunları sağlamaya yarayacak sınırlı imkân ve vasıtalar arasında mümkün olan azami… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EVCÜMEND — f. Top, küme, yığın, toplanma. * Toplu, idareli, evini muntazam tutan. Hanesini iyi ve tertipli bir hâlde bulunduran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İ'TİYAŞ — Geçinme. İdareli yaşama.İ TİZA : Bir kavim veya kimseye bağlı bulunma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük